ÖZET: AT kurumlarının tasarruflarının Antlaşmalara uygunluğu, AT Antlaşması 230. maddesinde düzenlenen doğrudan iptal davası ile denetlenmektedir. Bu madde kapsamında kişilerin sadece maddi anlamda kararlar aleyhine, ‘bireysel ve doğrudan ilgili' olma koşulu ile iptal davası açabilmeleri öngörülmüştür. ATAD'ın bu koşulları çok dar yorumlamış olması, kişilerin iptal başvurularının kabulünü oldukça zorlaştırmıştır. Özellikle Topluluk tüzükleri aleyhine kişilerin iptal davası açması neredeyse olanaksızdır. Doğrudan iptal davasına alternatif olarak gösterilen ön karar davası ve geçersizlik def'i çerçevesindeki denetim sistemi, doğrudan iptal davası kadar gelişmiş değildir. Oysa, yine ATAD tarafından kabul edilen etkili hukuki koruma prensibi uyarınca, bireylere AT hukuku tarafından tanınan hakların etkili bir şekilde korunması gerekmektedir. Bireysel başvurular konusundaki ATAD içtihadı, etkili hukuki koruma prensibi ile çelişmektedir. Bu makalede, öncelikle doğrudan iptal davası genel olarak incelenmiş, daha sonra kişilerin iptal davası açma hakkı konusundaki ATAD içtihadı ele alınmıştır. Ortaya çıkan tablonun etkili hukuki koruma prensibine uygunluğu tartışılmış ve mevcut sistemin düzeltilmesine ilişkin çözüm önerileri ortaya konmuştur.
ABSTRACT: The legality of the acts of Community institutions examined through annulment action regulated under article 230 EC. The standing of individuals in actions for annulment are only limited for true decisions with the condition of direct and individual concern. The restrictive interpretation of direct and individual concern by the European Court of Justice (ECJ) makes it very difficult for individuals to have direct access to Community courts. It is almost impossible for individuals to challenge regulations before ECJ. The indirect challenge possible under article 234 EC (preliminary ruling) and 241 EC (plea of illegality) is not as effective and comprehensive as direct actions. However, the principle of effective judicial protection requires national and Community courts to guarantee protection of rights of individuals under Community law. The restrictive approach of the ECJ on locus standi of individuals is against the principle of effective judicial protection. This article starts with examining action for annulment proceeding in general and then, focuses on the decisions of Community courts regarding standing of private applicants. The approach of Community courts is evaluated in the light of effective judicial protection and solutions are suggested to overcome the gap in judicial protection.