Abstract:
ABSTRACT: This study employed Crisis-Communication theoretical framework to examine the responses of the government of Rwanda to the 1994 genocide which arguably posed the most serious challenge to the country’s image since independence from Belgium in 1962. It also evaluated the effectiveness of the image-restoration and repair strategies- using a model proposed by image restoration scholars, Benoit & Pang, (2008).
The investigation and analysis were done using a combination of historical and critical methods, covering a 13-year period from 2000 – 2013. While the historical method helped chronicle the historical events of Rwanda from the genocide period till 2013, the critical method was used to analyze and evaluate the image repair measures taken to reverse Rwanda’s negative image from years 2000-2013. Findings showed that the new government of post-genocide Rwanda acknowledged the problems associated with the negatıve image that the 1994 genocide had brought upon the country and embarked on corrective steps to redeem the lost image both locally and internationally. This mirrors ‘Mortification’ in the Benoit & Pang image repair model, and implies the Rwandan government accepted responsibility- on behalf of the past administrations- for the genocide “….which led to the loss of close to one million lives, loss of values and culture…”(Kagame, 2010). Other measure employed by Rwandan government included what Benoit & Pang (2008) labeled as reducing offensiveness of a crisis’s fallout or impact. This was achieved by obtaining justice for the genocide survivors through the traditional courts (the Gacaca courts) in Rwanda and the International Criminal Tribunal for Rwanda (ICTR) in Arusha, Tanzania. The twin measures led to the conviction and imprisonment of many of the genocide perpetrators and their accomplices.
Empathy was further employed by the government of Rwanda to redeem and repair the negative image the country attracted as a result of the genocide. Empathy refers to the government’s identification with the survivors who lost loved ones. Annual national commemoration of the genocide was inaugurated with public holidays. 7 April, which marked the commencement of the massacre, was labeled ‘Genocide Memorial Day’ and observed a national holiday while 4 July, which signaled the cessation of the bloodbath was christened ‘the Liberation Day’ and also observed as a rest day. The entire week following the 7 April rest day is spent as national mourning week for the slain genocide victims.
Post-genocide government in Rwanda also embraced good governance as part of official effort to depart from the past and to demonstrate to the domestic and international community that a new and beautiful country (with a new flag in 2001) had been born out of the ashes and embers of a heinous past. As a result, the new Rwandan government achieved a progressive repatriation for the nation’s refugees from other countries and integrated a substantial number of the nation’s women into national politics.
Keywords: Crisis Communication, Rwanda, genocide, image repair, image
restoration, empathy, mortification.
…………………………………………………………………………………………………………………………
ÖZ: Bu çalışma, Ruanda’nın 1962’de Belçika’dan bağımsızlığını kazandıktan bu yana karşılaştığı en önemli imaj sorunu olan, 1994 soykırımına ilişkin hükümetin önlemlerini kriz iletişimi kuramı çerçevesini kullanarak incelemektedir. Ayrıca, imaj restorasyonu ve imaj tamiri stratejilerinin etkililiğini Benoit ve Pang (2008)’ın önerdiği modeli kullanarak değerlendirmektedir. Bu inceleme ve analiz; 2000-2013 arasındaki 13 yıllık dönemine ilişkin tarihsel yöntem ve eleştirel yöntemin birlikte kullanılmasıyla gerçekleşmiştir. Tarihsel metod Ruanda’nın tarihsel olaylarının 2013 yılına kadarki tarihsel olayların kronolojisinde yardımcı olurken, eleştirel metod ise, Ruanda’nın 2000-2013 dönemindeki olumsuz imajını dönüştürmek için imaj tamiri önlemlerinin değerlendirme ve analizi için kullanılmıştır.
Bulgular, soykırım sonrası Ruanda hükümetinin, 1994’teki olumsuz imajla ilgili sorunları kabul ettiğini ve bu kayıp imajı telafi etmek için düzeltici yerel ve uluslararası düzeyde adımlar atmaya giriştiğini göstermektedir. Bu durum Benoit ve Pang (2008)’ın imaj tamiri modelini yansıtmakta, Ruanda hükümetinin önceki yönetimler adına, soykırımın, “….yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne, değerlerin ve kültürün kaybına yol açtığını…” kabul ettiğini göstermektedir (Kagame, 2010). Ruanda hükümetinin aldığı diğer önlemler Benoit ve Pang (2008) tarafından “krizin yan ürünlerinin veya etkilerinin utancını azaltmak” olarak tanımlanmaktadır. Bu amaca soykırım kurbanları için adaletin Ruanda’daki geleneksel mahkemeler (Gacaca mahkemeleri) ve Arusha(Tanzanya)’daki Uluslararası Adalet Divanı (ICTR) tarafından sağlanmasıyla ulaşılmıştır. Bu ikili önlem, çok sayıda soykırım failinin ve suç ortaklarının hüküm giymesine ve mahkum olmasının yolunu açmıştır.
Soykırım sonrasında Ruanda hükümeti tarafından soykırım sonucu ortaya çıkan ülkenin olumsuz imajının tamiri ve telafisi için empati devreye sokulmuştur. Burada empati soykırımdan kurtulan ve sevdiklerini kaybedenlerle hükümetin özdeşleşmesidir. Soykırım için her yıl ulusal tatille birlikte anma günü ilan edilmiştir. 7 Nisan, vahşetin başladığı gün olarak resmi tatil ve “Soykırımı Anma Günü” iken, vahşetin durduğu gün olan 4 Temmuz, “Bağımsızlık Günü” dür ve tatildir. Bu günün ardından bir hafta boyunca ulusal yas ilan edilmekte ve soykırım kurbanları anılmaktadır.
Soykırım sonrası Ruanda hükümeti, geçmişten uzaklaşmak ve ulusal ve uluslararası topluluğa küllerinden doğan, çirkin geçmişi küllenen, yeni ve güzel bir ülkenin (2001’den itibaren yeni bir bayrakla) doğduğunu göstermek için resmi çabalarının bir parçası olan iyi bir yönetişimi de benimsemiştir. Sonuç olarak Ruanda hükümeti diğer ülkelerdeki mültecilerinin geri dönmesini ve önemli sayıda kadının politikaya katılmasını sağlamıştır.
Anahtar sözcükler: Kriz iletişimi, Ruanda, soykırım, imaj zedelenmesi, imaj tamiri, empati, küçük düşme.
Description:
Master of Arts in Communication and Media Studies. Thesis (M.A.)--Eastern Mediterranean University, Faculty of Communication, Dept. of Communication and Media Studies, 2014. Supervisor: Assist. Prof. Dr. Baruck Opiyo.