Sense of Place in Belowground Levels

Abstract

ABSTRACT: This dissertation examines inferentially the sense of place in belowground levels. Compatibility between human and nature led to earth covered dwellings in ancient history. Therefore physical compatibility is recognized as a wealthy motive in earth covered dwelling. For permanent dwelling, both human soul need to be in calm and proper situations. Therefore, in permanent dwelling soul and place compatibility has significance as much as physical compatibility. Nowadays in contemporary architecture again nature is manifested. Deliberation to relations between senses and lived space causes establish appropriate schemes in constructing a place for human live. Belowground levels, as places which are permanent as dwellings during history and even today, can be qualified to be considered from a physical and a phenomenological approach. The aim of this dissertation is to examine the specific position of belowground levels according to sense of place. Through the examples of various types of belowground level places with various functions and properties, who consequently illuminate the “sense of place” in belowground levels. Examples analyze the desire for “sense of place” in belowground levels. The aim of this research is to determine the quality of place in belowground levels, and also the significance of quality of place in creating appropriate places for human beings.

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

ÖZET: Bu çalısma mekânların yer altında kalmıs hislerini inceleyip ortaya koymaktadır. Eski çağlarda doğal hayatta insanın yasamına en elverisli yerler doğanın sunduğu mağaralardı. Dolayısıyla doğal sartlar insanın mağarayı seçmesi için güçlü bir etken oldu. İnsanların kalıcı meskenlerde yasayabilmeleri için doğal sartlarla birlikte ruhen de sakin ve uygun sartların varlığı gerekiyordu. Dolayısıyla kalıcı mekânlarda yasamak için ruh ve mekân uyumsallığı doğal sartlar kadar önemliydi. Mekân ve hisler arasındaki iliskinin gelisimi daha uygun mekânların ortaya çıkmasını sağlamıstır. Günümüzde modern mimarinin de doğallığa doğru bir eğilim göstermeye basladığı söylenebilir. Tarihte ve hatta günümüzde modern mimaride dahi insanlar yer altındaki mekanlarda yasadılar. İnsanların yer altı mekanlarına ilgi duymalarının fiziksel ve fenomenojikal sebepleri bu tezde ortaya konmaktadır. Aynı zamanda bu arastırma hedef olarak yer altındaki mekanların hislerini destekleyerek özel pozisyonlarını da belirlemektedir. Bu mekanların hislerine dair örnekler de tespit edilerek ayri ayri analiz edilmekte ve her mekanın kendine has hisleri belirlenmis olmaktadır. Sonuç olarak insanların uygun mekanlarda yasayabilmeleri için o mekanın hislerinin önemi ortaya konmaktadır.