Abstract:
Yirminci yüzyılda bütün dünyada, hızlı ve yoğun toplumsal,
ekonomik ve teknolojik gelişmelere koşut olarak, toplumların eğitim
gereksinmelerinde önemli tartışmalar olmuştur. Ülkeler, bu
gereksinmelerini karşılayabilmek amacıyla çok çeşitli girişimlerde
bulunmuşlardır. Bunlar, genellikle, «daha çok okul açma, daha çok
öğretmen yetiştirme, eğitim kurum ve donatımlarını etkili kullanma,
öğrenim süresini uzatma» (Hızal, 1983, s. 7) biçimindeki çalışmaları
kapsamıştır. Geleneksel nitelik taşıyan bu girişimler, eğitim olanaklarında
önemli sayılabilecek bir artış sağlamışsa da, bütün dünyada varolan
ekonomik bunalım sonucu eğitime ayrılan kaynakların yetmemesi
nedeniyle, gereksinmeleri karşılamaktan uzak kalmıştır. Bu durum,
ülkeleri eğitimde yeni arayışlara yöneltmiştir. Ülkeler, geleneksel eğitim
yapılarının dışına çıkarak çabalarını daha çok kişiye daha iyi ve daha
ucuz eğitim sağlaba yollarını bulmada yoğunlaşmıştır. Bu çabaların
ürünü olarak eğitimde yeni bir yaklaşım olan uzaktan eğitim
yaklaşımı geliştirilmiştir.