Abstract:
Oyun belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız olarak gerçekleştirilebilen, fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan, gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için en etkin öğrenme sürecidir. Gelişim psikolojisi alanyazınında, oyun ile ilgili olarak birçok kuramın geliştirilmiş olduğu görülmektedir. Örneğin; Piaget, Vygotsky ve Smilansky gibi gelişim psikolojisinin önemli kuramClları oyuna ilişkin birçok açıklamaya kuramlarında yer vermişler, çeşitli oyun sınıflamaları geliştirmişlerdir. Hastalık ve hastaneye yatış çocuk için, sevdiklerinden ayrılma, tıbbi girişimlere maruz kalma, kendisine yabancı kişilerle karşılaşma gibi pek çok nedenden ötürü zorlayıcı bir deneyim olabilir. Bu yaşantı, çocukta çeşitli korkuları tetikleyebilir. "Hastanede oyun", çocuğun bu zorlu yaşantıyı anlayabilmesine, baş edebilmesine, tedavilere ve tüm olan bitene ilişkin daha iyi hissetmesine yardımcı olur. Geçtiğimiz son on yıl boyunca çocukluk çağı kronik hastalıklarında psikososyal olgulara ilişkin ampirik araştırma bulgularında artış olduğu görülmektedir. Bu bulguların, tedavi sürecinde mutlaka kronik hastalığı olan (kanser gibi) çocuk ve onun ailesi yararına psiko-sosyal uygulamalara aktarılması gereklidir. Alanda çalışan profesyonellerin bu konuda son derece istekli olmalarına rağmen hala olması gereken durumla, mevcut uygulamalar arasında derin boşluklar olduğu görülmektedir.
