Residential buildings in the contemporary life are smaller and more compact due to economic pressures, change in the lifestyle, advancement in technology, population growth and etc. These houses should be able to fulfill the requirements and needs of the users that are rapidly changing in order to improve the quality of life. In recent years, design of small residential buildings, becames a challenge for designers in order to provide a space which can offer maximum satisfaction to users’ needs and expectations. Flexibility as a tool was one of the methods which have been practiced in traditional houses and highlighted in the modernism period by many designers. Flexibility in design offers alternatives by providing the ability to change according to users’ preferences instead of dictating rigid and defined spaces. In order to have flexibility in design of residential buildings, designers should be aware of components of the buildings. Building components can be classified as building layers. Although these layers seems to be individual parts of a building the fact is all the layers are connected and they have direct effect on each other from the flexibility perspective. Thus any change in one layer, may effect other layers as well. This research tries to illustrate the relation between the building layers and flexibility and improve the knowledge of achieving flexible design.
Analyzing flexibility in buildings, requires to develop a platform which is applicable for the existing buildings by considering the layers. This research has formed an analyzing framework of achieving flexibility based on the different classification of successful scholars and researchers . The achieved results of this thesis determines the level of contribution between dwellers and architects in order to obtain a flexible house which can increase the living quality in small houses. The result will also show the hidden linkage between building layers and the level of flexibility.
ÖZ: Çağdaş yaşam koşullarında konutlar, ekonomik baskı, değişen yaşam tarzları, teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, ve daha bir çok etkenden dolayı küçük ebatlı ve kompak bir bütün haline dönüşmüştür. Bu konutların, yaşam kalitesini iyileştirmek için değişen gereksinimleri ve kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayabilmesi gerekmektedir. Son yıllarda, kullanıcıların ihtiyaç ve beklentilerine maksimum düzeyde cevap vermesi beklenen küçük konutlar tasarımcılar için yepyeni bir tasarım problemine dönüşmüştür. Mekanlarda işlevsel performansı artıran bir araç olarak esneklik, geleneksel konutlarda uygulanmış ve modern dönemde birçok tasarımcı tarafından farklı yöntemlerle yeniden ele alınmıştır. Tasarımda esneklik, sabit ve tanımlanmış alanların dikte etmesi yerine, kullanıcıların tercihlerine göre değişiklik yapma olanağı sağlayarak alternatifler sunması olarak tanımlanmaktadır. Konutlarda esnek tasarımlar oluşturabilmek için tasarımcıların binaları oluşturan farklı bileşenleri anlamaları gerekmektedir. Binayı oluşturan bileşenler (yapı elemanları) binanın katmanları olarak da tanımlanabilmektedir. Bu katmanlar, binanın ayrı parçaları gibi görünse de gerçekte katmanlar birbirine bağlı olup, esneklik açısından birbirlerini doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla bir katmandaki herhangi bir değişiklik, diğer katmanlar üzerinde de etkili olmaktadır. Bu araştırma, yapı katmanları ile esneklik arasındaki ilişkiyi detaylaı bir şekilde tanımlama ve esnek tasarım çözümlerine yönelik yeni bir bakış açısı getirerek kapsamlı bir katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Binalardaki esnekliği analiz etmek, mevcut binalar için katmanları göz önüne alarak uygulanabilir bir yöntem geliştirmeyi gerektirmektedir. Bu araştırmada, tasarımda esneklik, alanında yetkin çalışmaları bulunan akademisyenlerin ve araştırmacıların farklı sınıflandırmaları temelinde, yeni bir bakış açısı ile, kapsamli bir analiz yöntemi sağlayacak yepyeni bir çerçeve oluşturulmuştur. Araştırma sonuçları, küçük konutlarda yaşam kalitesini arttıracak esnek çözümler elde etmek için kullanıcı ile tasarımcıların rolünü tanımlamaya yönelik çıkarsamaları kapsamaktadır. Sonuç olarak çalışma, yapı katmanları ve esneklik seviyesi arasındaki ilişkiyi ilk defa detaylı bir şekilde tanımlayarak tasarımcı ve kullanıcının tasarım, uygulama ve kullanım süreçlerindeki rollerini tartışmakta; her iki tarafında etkin katılımları ile ürün olarak küçük konutun daha uzun ömürlü performansa imkan vererek esnek bir bütün olarak oluşturulmasına nesnel bir şekilde katkıda bulunmaktadır.