dc.description |
ÖNSÖZ: Megali İdea düşüncesinin Ada’ya gelişiyle birlikte, Rum Ortodoks Kilisesi’nin önderliğinde Enosis çizgisini benimseyen Rumlar, bu vizyonlarından hiçbir zaman taviz vermemişler, geri adım atmamışlardır. Bu maksatla gündemi daima kendileri belirlemiş, ereklerine giden yolda uluslararası her siyasi akımı kendi yönlerinde kullanmayı bilmiş, gerektiğinde konjonktürü yönlendirmeyi bile başarabilmişlerdir. Dolayısıyla, kendilerince doğru bildikleri yoldan sapmadan ilerleyerek her eylemde, yarattıkları her krizde biraz daha hedeflerine yaklaşmışlardır. Aynı paralelde Türkiye’yi değerlendirdiğimiz zaman bazı soruları
sorma gereksinimi duyuyoruz. 1950’lerde kamuoyunun yoğun baskısı sonucu
Türkiye’deki siyasi iktidarların gündemine gelen Kıbrıs’taki 1974 öncesi “Türk Vizyonu” nedir? Gerçekten bu konuda değişmez bir vizyon var mıdır? Bu vizyon Türkiye’nin kendi istemi ve gereksinimleri kapsamında mı belirlenmiştir? Yoksa değişen dünya konjonktürü içinde Türkiye’nin yapabilecekleri ile değişmekte ve sınırlandırılmakta mıdır? Ve son olarak Kıbrıs Türk liderliği ile Türkiye arasında “ortak vizyon” var mıdır? Bu çalışmada, belirtilen sorulara yanıt vermek için önce Kıbrıs’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi gündemine gelene kadar yaşadığı tarihsel süreç incelenmiştir. Özellikle Rumların değişmeyen çizgileri olan Enosis’in gerçekleşmesi yönündeki çabaları ve bu çabalara Türklerin de bilerek veya bilmeyerek ne kadar katkıda bulundukları ve bu süreçte Kıbrıs Türk Toplumu’nun yaşadığı sıkıntılar ortaya koyulmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki süreçte, İngilizlerin Ada’da özerk yönetim kurma çabaları ile 1950’de Türkiye’de iktidara gelen Demokrat Parti(DP)’nin 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’ne kadar uyguladığı Kıbrıs Politikası irdelenmiş, bu süreçte başlangıçta kendilerinden önceki Cumhuriyet Halk
Partisi(CHP)’nin de uyguladığı “Kıbrıs diye bir sorunumuz yoktur” politikasının daha sonraki değişimleri olan “İlhak”, “Taksim” ve “Cumhuriyet” politikalarına ne şekilde dönüştüğü incelenmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna şahitlik yapan Askeri Darbe yöneticileri ile ardından iktidara gelen CHP’nin uyguladığı Kıbrıs politikasının masaya
yatırıldığı bölümde, aynı zamanda Kıbrıs Türk liderliği ile Ankara arasındaki
görüş farklılıkları üzerinde durulmuştur. Son olarak, CHP sonrası iktidara
gelen Adalet Partisi’nin özellikle Ada’daki ikili görüşmeler sürecindeki Kıbrıs’a bakış açısı ile 1974 Barış Harekâtı’na giden süreç ele alınmış ve yukarıda belirtilen sorulara yanıt aranmıştır. Çalışmada ayrıca, Kıbrıs’ta öğrenim gören yaklaşık 850 üniversite öğrencisine bir saha çalışması uygulanmış ve çalışma yapılan konu üzerindeki tarih bilgilerinin düzeyi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bir başka ifadeyle, toplumun aydın kesimini oluşturma adına eğitim ve öğretim yapan VIII gençliğin, geçmişin sorunları hakkında halkı ve gelecek nesilleri aydınlatmak için ne kadar donanımlı oldukları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Çalışma esnasında konunun özelliğini dikkate alarak Türk siyasetinin kalbini oluşturan ve dönemin politikacılarının görüşlerine ve konuşmalarına birinci elden ulaşmamı sağlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Arşivi’nin incelenmesine öncelik verdim. Ayrıca, özellikle Girne’deki KKTC Milli Arşivi, Lefkoşa’daki Halkın Sesi Gazetesi arşivi, TC Başbakanlık arşivi ve Milliyet Gazetesi arşivi dönemin haberlerine ve belgelerine ulaşmama olanak sağladı. Doğu Akdeniz Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi ve
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi kütüphaneleri ile İzmir Milli Kütüphanesi ve
DAÜ Kıbrıs Politikaları Merkezi çalışmamda bana destek sağlayan diğer
kaynakları oluşturdular. Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Derneği Başkanı
Yılmaz Bora ve Mücahitler Derneği Başkanı Vural Türkmen de desteklerini
esirgemediler. İlgililere yardımlarından dolayı müteşekkirim.
Bu çalışmada desteğini yanımda bulduğum çok sayıda kurum ve
kişiden söz ederken, öncelikle belirtmeyi bir minnet borcu kabul ettiğim, adı
geçen konuyu araştırmamı isteyen ve bunun için beni bizzat yönlendiren ve
Mayıs 2011’de rahatsızlanana kadar her fırsatta bana zaman ayırıp canlı tarih
olarak yaşadıklarını anlatan ve bunları kayıt altına almama olanak sağlayan,
kişisel arşivindeki bilgi ve belgeleri tereddütsüz benimle paylaşma
nezaketinde bulunan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif
Denktaş’a saygı ve teşekkür duygularımı arz ediyor, bu vesileyle bir kez daha
ruhu şad olsun diyorum. Çalışmalarımın her aşamasında yapıcı eleştirileri ve desteğiyle bana yol gösteren ve teşviklerini esirgemeyen tez danışmanım Prof. Dr. Kemal Arı’ya
özellikle teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca, akademik çalışmalara başlama konusunda beni yüreklendiren Doç. Dr. Hasan Cicioğlu’na, İngiliz arşiv belgelerine ulaşmam için özveride
bulunarak kişisel arşivini benimle paylaşan Dr. Gürhan Yellice’ye, bu sonuca
ulaşmamda bana uygun çalışma ortamı sağlayan ve desteklerini her zaman
yanımda hissettiğim eşim Süheyla ile ikizlerim M.Sercan ve A.Serkan’a da
teşekkürlerimi sunuyorum.
Dr. Turgay Bülent Göktür |
en_US |