Description:
ÖNSÖZ: 9 Eylül 1922 tarihi; özgürlüğü ve bağımsızlığı için yola çıkan Türk Ulusu‟nun, Mustafa Kemal‟in gösterdiği hedef doğrultusunda, zaferle taçlandırdığı bir gün olması nedeniyle, Türk Ulusal Bağımsızlık Savaşı‟nda özel bir yere sahiptir. İşte bu önemli olayın, Türk Ordusu‟nun İzmir‟i yeniden ele geçirişinin hemen dört gün sonrasında, 13 Eylül‟de meydana gelen ve yabancı kaynaklarda Büyük İzmir Yangını (Great Fire of Smyrna) olarak adlandırılan felaket, İzmir‟in tüm ekonomik, sosyolojik ve fiziksel görüntüsünü değiştirmiştir. İzmir‟in Türk ve Yahudi mahalleleri dışındaki üçte ikisinin yanması ile
sonuçlanan bu olayın ne şekilde başladığı, günümüzde bile tartışılan, üzerinde incelemeler yapılan bir konudur. Bu konuda, Amerikan arşiv belgeleri, Fransız kaynakları ve basını ile İngiliz basını araştırmacılar tarafından incelenerek, soru işaretlerine yanıt aranmıştır. Bu çalışmada da dönemin Amerikan Basını, özellikle de o dönem konuya özel ilgi gösterdiği görülen The New York Times gazetesi temel alınarak incelenmiş ve İzmir Yangını ile birlikte yangın sonrası İzmir‟in ve mültecilerin durumunun Amerikan Basını tarafından ne şekilde gözlemlendiğine ve konuyla ilgili çalışma yapan ilgililere ışık tutulmaya çalışılmıştır. 6 Konuyla ilgili çalışmaya 2010 yılında başlanılmış, yaklaşık beş yıllık süreçte olgunlaştırılmaya çalışılmıştır. Konuyla ilgili Amerikan gazete arşivlerinin taranması sonucu elde edilen yangın ve sonrası ile ilgili haberlerin Türkçeye tercümesinde, herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek adına, özel ilgi gösterilmiş ve farklı kişiler tarafından teyidi sağlanmış, direkt alıntılarda “Constantinapolis, Smyrna” v.b. yer isimlerinin orijinal metine sadık kalma adına tercümesi yapılmamıştır. Doktora eğitimi sürecinde başladığım çalışmanın bu noktaya gelmesinde beni yüreklendiren değerli hocam Prof. Dr. Kemal Arı‟ya, İngilizce haber metinlerinin tercümesi konusunda yardımcı olan oğullarım A. Serkan ve M. Sercan Göktürk‟e ve her zaman olduğu gibi bu çalışmamda da desteğini esirgemeyen eşim Süheyla Göktürk‟e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.