Robots, androids or automates as human-made objects have been involved in mythology and literature for centuries ago. And also robots, androids or automates have taken place in the cinema that has almost 150 years old. Various tasks have been attributed to robots in different periods of history. 4th Industrial Revolution is established in the Hannover Fair in Germany in 2011. With the 4th Industrial Revolution, robots with artificial intelligence have started to take part in our daily lives by getting out of science fiction literature and cinema. Robots will be part of the new society with people in the new world that is under construction. In the 21st century, human beings established a strong relation to electronic goods. In addition, humans have started to have an electronic artificial arm and leg. As a result of these developments, it should be stated that human beings have entered a new period structurally. While robots are starting to have a human appearance and human characteristics, mechanical devices have become a part of both the human body and being. It is predicted that the society of the future will consist of robots, cyborgs, and humans. Since the beginning of the 20th century, science fiction cinema has discussed the position of robots in society from different perspectives. The Stepford Wives (Bryan Forbes,1975), Blade Runner(Ridley Scott, 1982), and Westworld (Michael Crichton, 1973) are cult films that stand out among sci-fi movies that discuss robots from different angles. In this thesis, how robots are represented in these three science fiction films are analysed using Marxist and feminist theories. This research was aimed at clarifying the positions of robots in the new society.
Keywords: Robot, Science Fiction Movies, Feminism, Marxism
ÖZ:
İnsan yapımı nesneler olarak robotlar, androidler veya otomatlar yüzyıllar öncesinden bu yana mitolojide, edebiyatta ve neredeyse 150 yıllık bir tarihi olan sinemada yer almıştır. Robotlara tarihin farklı dönemlerinde çeşitli görevler atfedilmiştir. 4. Endüstri Devrimi 2011 yılında Almanya’nın Hannover Fuarı’nda ilan edildi. 4. Endüstri Devrimiyle birlikte yapay zekaya sahip robotlar bilimkurgu edebiyatı ve sinemasından çıkarak günlük hayatımızda da yer almaya başlamıştır. Yeni kurulacak dünyanın içinde insanlarla birlikte robotların da yeni toplumun parçası olacağını söylemek abartı olmayacaktır.
21.yy’da insan elektronik eşyalarla güçlü bir bağ kurmuştur. Bu konudaki gelişmelerin sonucu olarak insanın yeni bir döneme girdiğini ifade etmek gerekir. Robotlar insan görünümünde ve insana ait özellikleri taşımaya başlarken, mekanik aygıtlar insanın hem vücudunun hem de varlığının bir parçası olmuştur; örneğin elektronik yapay kol, bacak gibi uzuvlar… Geleceğin toplumunun, robotlar, cyborglar ve insanlardan oluşacağı ön görülmektedir.
Bilim kurgu sineması 20.yy başından bu yana, robotların toplum içerisindeki konumlarını farklı açılardan ele alarak tartışmıştır. The Stepford Wives (Stepford Eşleri, Bryan Forbes, 1975), Blade Runner(Bıçak Sırtı, Ridley Scott, 1982) ve Westworld (Batı Dünyası, Michael Crichton, 1973) robotları farklı açılardan ele alan, bilim kurgu sineması içinde dikkat çeken kült filmlerdir. Bu tezde, bu üç bilim kurgu filminde robotların nasıl temsil edildiği, marksist ve feminist teoriler vasıtasıyla analiz
edilmiştir. Bu araştırma ile robotların, yeni toplumda hangi konumlarda bulunabilecekleri açıklanmak istenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Robot, Bilim Kurgu Filmleri, Feminism, Marksizm