Among the first engagement by humans is the profession of architecture, and has been
the mirror of various layers of human accomplishments, hence, architecture is more
than a physical art, it is more of human art, in which any variable that affects human
is reflected in the profession of architecture. The obvious evidence of the interrelation
between architecture and man is known through sciences like philosophy, psychology,
and sociology, which is also on-going. Philosophy, in particular, has been utilized to
reflect notions, which is concretized in architecture. Thus, the translation of
philosophy to architecture introduced by the philosopher Jacques Derrida, and
developed by architects, have provided a medium in which the notion of
deconstructivist architects can denote their notions.
Therefore, the focus of this thesis is to deliberate on morphological approaches for the
deconstructive interior spaces, which have been deconstructed and procreated by
deconstructivist architects. The main aim of this thesis is to provide a tangible base of
the morphological approaches of the deconstructivist architect through an interior
space. This was to answer the research question which is “How are deconstructivist
architects representing their ideas in an objective way through the architectural
morphology of interior spaces?”. The bases of this thesis are adopted and evaluated
through six case studies from the various projects (buildings, building complex) from
key deconstructivist architects (Peter Eisenman, Bernard Tschumi, and Daniel
Libeskind) that denoted various strategies of deconstructivism.
A multi-qualitative research methodology is employed in the thesis. , three approaches
were used through the study, which is descriptive, exploratory, and evaluative
approach and also a critical literature review on these topics; Philosophy of
Deconstruction, Deconstructivism architecture, Architectural Morphology of Interior
space, Forming Operations.
The results of this dissertation clarify that there is no obvious materialistic
morphological approach through deconstructing the interior spaces by selected
deconstructivist architects to pursue movement by space designer candidates. Yet, the
deconstructivist architects have utilized several conventional form operations, either
consciously or unconsciously, owing to representing a notion of deconstructivism
characteristics neatly profound within a space. The criteria of this study would serve
as a platform for further researches concerning the architectural morphology whether
internal and external of deconstructivist spaces.
Keywords: Philosophy of Deconstruction, Deconstructivism Architecture,
Morphological Approaches, Architectural Morphology of Interior space, Forming
Operations.
ÖZ:
İnsanların ilk işlerinden biriside mimarlık mesleğidir ve çeşitli başarılarının da aynası
olmuştur, bu yüzdendir ki mimarlık fiziksel bir sanattan daha fazlası olup esasen insanı
etkileyen herhangi bir değişkenin yansıtıldığı insanlık sanatıdır. Mimarlık ve insan
arasındaki ilişkinin açık ispatı felsefe, psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler üzerinden
bilinmektedir. Özellikle felsefe, mimaride somutlaştırılan kavramları yansıtmak için
kullanılmıştır. Bu nedenle, Fransız felsefeci Jacques Derrida’nın tanıttığı ve diğer
mimarlar tarafından geliştirilen felsefenin mimarlığa dönüştürümü, dekonstrüktivist
mimarların kendi kavramlarını ifade edebildikleri bir ortam sağlamıştır. Bu tezin odak
noktası dekonstrüktivist mimarlar tarafından tasarlanan ve hayat verilen dekonstrüktif
iç mekanların morfolojik yaklaşımları üzerinde durmaktır.
Tezin esas amacı, dekonstrüktivist mimarların iç mekan üzerinden morfolojik
yaklaşımlarının somut bir zeminini sağlamaktır. Bu ‘‘dekonstrüktivist mimarlar iç
mekan morfolojisini kullanarak nasıl fikirlerini tarafsız bir şekilde yansıtmaktadırlar?
’’ olan araştırma sorusunu cevaplamak için önemli dekonstrüktivist mimarların (Peter
Eisenman, Bernard Tschumi ve Daniel Libeskind) çeşitli dekonstrüktivizm
stratejilerinin ifade edildiği projelerden oluşan (binalar, bina kompleksleri) altı örnek
çalışmayı (Wexner Sanat Merkezi, Galiçya Kültür Şehri, Parc de la Villette, Alesia
Müzesi, Berlin Yahudi Müzesi ve Askeri Tarih Müzesi) esas alarak
değerlendirmektedir. Bu tezin amacına ulaşmak için, betimleyici, keşifçi ve
değerlendirici olmak üzere üç yaklaşımın oluşturduğu çoklu-kalitatif araştırma
yöntemi uygulanmıştır. Ayrıca, dekonstrüksiyon felsefesi, dekonstrüktivizm
mimarlığı, iç mekanın mimari morfolojisi ve biçimlendirme işlemleri hakkında
literatür taraması yapılmıştır.
Bu tezin sonuçları, mimarlık öğrencilerinin iç mekanları inşa ederken seçilen
dekonstrüktürivist mimarları takip eden belirgin bir materyalist morfolojik yaklaşım
olmadığına açıklık getirmiştir. Şimdiye kadar onların çeşitli geleneksel biçim
kullanmalarını bilinçli veya bilinçsiz olarak mekan içine işleyen dekonstrüktrüvizm
karakterlerini gösterdiği kavrama borçludur. Bu çalışmanın kriterleri, dekonstrüktivist
mekanların iç ve dış mimari morfolojisiyle alakalı olarak ileriki araştırmalara bir
platform olarak sunulmasıdır.
Anahtar Kelimeler: Dekonstrüksiyonun felsefesi, Dekonstrüktivizm mimarlığı,
Morfolojik yaklaşımlar, İç mekanın mimari morfolojisi, Biçimlendirme işlemleri