The present study aimed at assessing the possible mismatch of Tourism English
skills between the training offered at the Archaeology and Tourism Department at
Mu’tah University and the skills (tasks) required in the tourism sector in Jordan. To
do this, the study used a combination of two evaluation models to first evaluate the
effectiveness of Tourism English (TE) training offered at the university, and then
investigate needs and perceptions which might help improve the existing program
and plan for a TE course syllabus, accordingly. This needs-based evaluation was
taken from the viewpoints of various stakeholders including the current students of
the Archaeology and Tourism Department, the recent graduates, English and subject matter instructors, and local employers (i.e., Tourism agencies and bureaus).
Combining both models informed the two stages of the study (i.e., evaluation and
needs analysis) and necessitated collecting qualitative and quantitative data through
multiple instruments, namely, a questionnaire for both students and graduates,
interviews and the examination of the available documents and materials.
The results from all sources revealed that the English language program with its two
course types (General English and Specialty courses) was ineffective in meeting the
students’ TE needs and expectations. The triangulated data appeared to ascribe this
ineffectiveness to the lack of alignment between the courses (in their aims and
objectives, content and materials, teaching methodology and assessment) and the
students’ needs and expectations. This also resulted in the participants’
dissatisfaction with the program as far as TE training was concerned. What is more,
the students and the graduates were perceived to have limited proficiency in English,
to the extent that they seemed unable to use the language to fulfill study and work
purposes. Nonetheless, the participants had positive attitudes towards English as the
language which all Tourism students and graduates should master. Therefore, all the
participants positively perceived making improvements to the existing program
through having a Tourism English syllabus. All stated that such a syllabus, when
designed, would be of great help to the Tourism students in their study and future
careers. Moreover, all agreed that the syllabus should be communicative in focus,
integrate the language skills needed in the tourism field; more specifically, the oral
and communicative interpersonal skills, and include familiar topics and functions of
tour-guiding and tour-operating.
It is suggested that the program offered at the Tourism Department should be more
TE-focused in both content and communication; e.g., to include a special TE course
as part of the curriculum offered. Such a course is suggested to depend on a syllabus
which provides sufficient content, gives more focus on TE communication; endorses
needed skills and functions, allows for ample opportunity for practice, and makes use
of various teaching techniques and assessment tools to facilitate the learning process.
All in all, this would help meet needs and expectations. More cooperation is needed,
either between the English and the Tourism departments as to how their missions
might be revised to emphasize TE training, or with other institutes in the country
including the public and the private sector.
The findings of the study are not limited only to the improvement of the program in
the research context, but they denote implications for other similar contexts in which
English is taught for specific purposes. Despite being a case study, it is implicated
that the results might be generalized to other ESP contexts inside and outside Jordan.
Further research might take the results of the study as a blueprint to design and
implement the intended syllabus, following Nation and Macalister’s (2010) syllabus
design criteria, namely, goals, content and sequencing, format and presentation, and
monitoring and assessment.
ӦZ:
Bu çalışma, Mutah Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Turizm Bölümünde sunulan Turizm
İngilizcesi becerileri ile Ürdün'de turizm sektöründe gerekli olan İngilizce kullanımı
arasındaki olası uyumsuzluğu değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla
çalışmada iki farklı değerlendirme modeli bir arada kullanılmıştır. İlk değerlendirme,
üniversitede verilen Turizm İngilizcesi dersinin verimliliği konusunda, ikinci
değerlendirme ise mevcut programın iyileştirilmesi ve yeni bir Turizm İngilizcesi
dersinin müfredatının geliştirilmesine yardımcı olabilecek ihtiyaçların ve algıların
araştırılmasını hedeflemiştir. İhtiyaç-temelli ikinci değerlendirme, üniversitede
Turizm İngilizcesi dersini alan mevcut öğrenciler, yeni mezunlar, İngilizce
öğretmenleri, alan derslerini veren öğretim elemanları ve Turizm acentalarında
çalışan yerel işverenler gibi geniş bir yelpazeden oluşan paydaşlardan alınan
görüşlerin değerlendirilmesi şeklinde olmuştur. Bu iki değerlendirme modelinin
birleştirilmesi, çalışmanın iki aşamasını (yani ‘değerlendirme’ ve ‘ihtiyaç analizi’
aşamalarını) temsil etmekte olup; hem teorik hem de modellemeli araçlarla (yani,
öğrenciler ve mezunlar için düzenlenen bir anket, mülakatlar ve belgelerin
incelenmesi gibi araçlarla) nitel ve nicel verilerin toplanmasını gerekli kılmıştır.
Tüm bu kaynaklardan elde edilen sonuçlar, mevcut İngilizce ders programındaki iki
dersin (yani Genel İngilizce ve Alan-odaklı derslerin) öğrencilerin Turizm İngilizcesi
ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamada etkisiz olduğunu göstermiştir. Bunun
kanıtı, öğrencilerin ve mezunların İngilizce dilindeki sınırlı yeterlilik düzeyleri ve
dolayısıyla İngilizceyi ne akademik ne de mesleki ortamda kullanamamalarıdır.
Ayrıca çalışmaya katılanlar, yürütülmekte olan mevcut programın misyon ve
hedefleri, dersin amaç ve hedefleri, ders içerikleri ve materyalleri, dersi
yürütme/öğretme-öğrenme süreci ve ders değerlendirme prosedürleri konularında da
memnuniyetsizliklerini ifade etmişlerdir. Bu nedenle, katılımcılar mevcut müfredatta
bir Turizm İngilizcesi dersinin eklenmesi yoluyla iyileştirme yapılması düşüncesini
olumlu karşılamışlar; ayrıca, müfredatın iletişimsel yaklaşımı temel almasını, sözlü
iletişim becerileri başta olmak üzere turizm alanında ihtiyaç duyulacak tüm dil
becerilerini ve ayrıca tur rehberliği ve tur işletmeciliğinin bilinen konularını ve
işlevlerini içermesi gerektiğini vurgulamışlardır. Turizm Bölümünde sunulan
programın hem içerik hem de iletişim açısından daha fazla Turizm odaklı olması,
örneğin müfredatın bir parçası olarak özel bir Turizm İngilizcesi dersinin eklenmesi
önerilmektedir. Bu dersin, Turizm konularında yeterli içerik sağlayan, iletişime daha
fazla odaklanan, gerekli beceri ve işlevleri içeren, bolca uygulama fırsatları sunan,
öğrenme sürecini kolaylaştırmak için çeşitli öğretim teknikleri ve değerlendirme
araçlarından yararlanan bir ders olarak tasarlanması tavsiye edilmektedir. Bunun için
İngilizce ve Turizm bölümleri arasında gerçekleştirilecek işbirliğinin yanı sıra, kamu
sektörü ve mesleki kurumlar da dahil olmak üzere ülkedeki diğer kurumlarla da daha
fazla işbirliğine ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak, bu çalışmanın bulguları sadece çalışmanın yapıldığı üniversitedeki söz
konusu programın iyileştirilmesiyle sınırlı olmayıp, benzer durumdaki diğer
üniversiteler için de ipuçları taşımaktadır. Program yöneticilerinin, İngilizce öğretim
elemanlarının ve alan öğretim elemanlarının bu çalışmadan yararlanacakları
umulmaktadır.