ÖZ:
Toplumu, kadın ve erkek cinsiyeti üzerinden şekillendiren eril kalıp yargıların
geçmişten günümüze kadar geldiği, yeniden üretildiği alanlardan birinin yargı ayağı
olduğu hem nötr görüme sahip kimi normlardan hem verilen yargı kararlarından da
anlaşılmaktadır. Bu bağlamda bu tez çalışmasının büyük bir bölümü toplumsal cinsiyet
eşitliği çerçevesinde ele alınmaktadır. Yedi bölümden oluşan bu tez çalışmasının
birinci bölümünü oluşturan giriş, diğer bölümler hakkında sistematik olarak özet bilgi
içermekte; yedinci bölümü oluşturan sonuç ise, tez hakkında genel bir değerlendirmeyi
kapsamaktadır. İkinci bölümde felsefenin, hukuk ve toplumsal cinsiyet eşitliği
açısından önemi ile yargıcın felsefi düşünceye sahip olmasında ve bu bakış açısının
toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasındaki önemi üzerinde durulmaktadır. Üçüncü
bölümde, adaletin sembolü olan Themis’in hukuktaki temsili ile toplumsal cinsiyet
açısından Themis sembolünün neyi ifade ettiği ve hukukun nihai amaçlarından biri
olan adaletin, hukuk ile olan ilişkisi değerlendirilmektedir. Dördüncü bölüm ise, genel
olarak yargının ve yargıcın tarafsızlığını, adil yargılanma için tarafsızlık ölçütünü,
öznel ve nesnel tarafsızlığı, yargı tarafsızlığı ile yargı bağımsızlığı arasındaki ilişkiyi
ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargının tarafsızlığına ilişkin örnek
içtihatlarını içermektedir. Bu değerlendirmeler, toplumsal cinsiyet eşitliği de merkeze
alınarak yapılmaya çalışılmaktadır.
Beşinci bölümde, biyolojik cinsiyet ile toplumsal cinsiyet kavramları
açıklanmaya çalışılırken, özellikle cinsiyet odaklı önyargılar ve toplumsal cinsiyet
kalıp yargılarının neden olduğu ayrımcılık ve bu ayrımcılığın ortadan kaldırılmasında
devletin rolü vurgulanmaktadır. Bu vurgu yapılırken de toplumsal cinsiyete dayalı
kalıp yargıların ve ayrımcılığın neye karşılık geldiği, ulusal ve uluslararası mevzuat
ile AİHM’in bu konuya yönelik yaklaşımları ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin
ortadan kaldırılması için ne gibi tedbirlerin alınması gerektiği üzerinde durulmaktadır.
Tez çalışmasının temelini oluşturan altıncı bölümde ise, edebi eserlerdeki
cinsiyetçi bakış açısı ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda Türk
edebiyatında önemli yerleri olan Pınar Kür’ün “Asılacak Kadın” ve Sevgi Soysal’ın
“Yürümek” adlı romanlarında kadının toplumdaki konumlanışı, bu romanların
yasaklanmasının altında yatan cinsiyetçi kalıp yargılar ve hukukun bu
yasaklamalardaki işlevleri değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme yapılırken önceki
bölümlerde yer alan felsefe ile hukuk, hukuk ile adalet ilişkisi, yargının tarafsızlığı ve
toplumsal cinsiyet eşitliği konuları ile de bağlantı kurulmaktadır.
It is understood from both some norms which seems neutral and judicial decisions
that misogynistic stereotypes that shape society over the genders of women and men
have survived from past to present, and that one of the areas where they are reproduced
is the judicial branch. In this context, a large part of this thesis is handled within the
framework of gender equality.The introduction, which constitutes the first part of this
thesis, which consists of seven chapters, contains systematically summarized
information about the other chapters; The conclusion constituting the seventh chapter
covers a general evaluation about the thesis. In the second chapter, the importance of
philosophy in terms of law and gender equality and the importance of the judge to have
a philosophical thought and the importance of this point of view in ensuring gender
equality are emphasized. In the third chapter, the representation of Themis, the symbol
of justice, in law, what the symbol of Themis means in terms of gender, and the
relationship between justice, one of the definitive goals of law, and law are evaluated.
The fourth part includes the impartiality of the judiciary and the judge in general, the
criterion of impartiality for a fair trial, subjective and objective impartiality, the
relationship between judicial impartiality and judicial independence, and the
exemplary case-laws of the European Court of Human Rights on the impartiality of
the judiciary. These evaluations are tried to be made by taking gender equality into the
center.
In the fifth chapter, while trying to explain the concepts of biological sex and
gender, discrimination caused by gender-based prejudices and gender stereotypes and
the role of the state in eliminating this discrimination are emphasized. While
emphasizing this, it is punctuated what gender-based stereotypes and discrimination
correspond to, national and international legislation and the approaches of the ECHR
to this issue, and what measures should be taken to eliminate gender inequality.
In the sixth chapter, which forms the basis of the thesis, the sexist point of view
in literary works is tried to be revealed. In this context the position of women in society
Pınar Kür’s “Asılacak Kadın” and Sevgi Soysal’s “Yürümek” novels, and the sexist
stereotypes underlying the banning of these novels and the functions of law in these
bans are evaluated.