The concept of perceived employability is conceptualized in existing literature as a
subjective measure that concerns the beliefs of a person and how easy it is to find new
jobs. Employability is dependent on specific circumstances, context, and time. In this
thesis perceived employability has been investigated via two distinct studies in the
hospitality industry. The first study purposes to investigate a conceptual model that
examines the consequence of job insecurity as a moderator on the associations between
perceived employability and employee well-being. It tests the impact of perceived
employability on work engagement likewise. For this specific study, data were
collected from frontline workers working full-time in five-star hotels in Northern
Cyprus to examine the study variables; the (PLS-SEM) partial least square structural
equation model was conducted and supported the research hypotheses. Consistent with
the study predictions and results from the literature, perceived employability was
found to have a significant positive impact on work engagement. According to the
revealed results, job insecurity negatively as a hindrance stressor affects the
association between perceived employability and work engagement. The knowledge
gathered in this research is a cause of stress on the significance of employability in the
enhancement of employee skills and qualifications, as well as in the reduction of
perceived job insecurity, particularly in the tourism sector, which has a sensitive
structure. As stated before, the topic of “Employability” has gained significant
attention in recent years and its impact on organizational behaviour could be
seen through the research literature of job loss and job search. Employability is all
about gaining and maintaining employment, it involves the ability to move
autonomously and to deal effectively with the career-related changes occurring in the
current uncertain labour market. Therefore, the second empirical study intends to test
a conceptual model that investigates employability as a moderator of the relationships
between job insecurity (JI) and service sabotage (SS). It also measures the impact of
(JI) on the (SS) behaviour. Data for this study was obtained from a sample of staff
working full time, in 3 and 4-star hotels in Cameroon. To test the study variables, a
hierarchical regression analysis was conducted, and research hypotheses were
supported. Coherent with the study predictions and previous literature findings job
insecurity had a significant and positive impact on service sabotage. According to the
study results, employability increases the relationship between (JI) and (S.S). The
findings of this study suggest some perceptions about the significance of employability
on the selection of staff and their behaviours for organizational performance.
Implications of the empirical findings for each study are discussed, and future research
directions are provided.
ÖZ:
Algılanan istihdam edilebilirlik kavramı, mevcut literatürde, bir kişinin inançlarını ve
yeni iş bulmanın ne kadar kolay olduğunu ilgilendiren öznel bir ölçü olarak
kavramsallaştırılmıştır. İstihdam edilebilirlik, belirli koşullara, bağlama ve zamana
bağlıdır. Bu tezde otelcilik sektöründe algılanan istihdam edilebilirlik iki ayrı çalışma
ile incelenmiştir. İlk ampirik çalışma, algılanan istihdam edilebilirlik ve çalışan refahı
(işe bağlılık) arasındaki ilişkilerin bir moderatörü olarak iş güvensizliğinin etkisini
araştıran bir araştırma modeli tasarlamayı ve test etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca,
algılanan istihdam edilebilirliğin iş bağlılığı üzerindeki etkisini de ölçer. Veriler,
çalışma değişkenlerini test etmek için Kuzey Kıbrıs'taki beş yıldızlı otellerde çalışan
tam zamanlı ön büro çalışan işçilerden toplandı. Kısmi en küçük kare yapısal eşitlik
modeli (PLS-SEM) uygulanmış ve araştırma hipotezlerini desteklemiştir. Önceki
literatürden elde edilen çalışma öngörüleri ve bulguları doğrultusunda, algılanan
istihdam edilebilirliğin işe bağlılık üzerinde önemli bir olumlu etkiye sahip olduğu
bulunmuştur. Sonuç, bir engel stres faktörü olarak, iş güvencesizliğinin algılanan
istihdam edilebilirlik ile işe bağlılık arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilediğini ortaya
koydu. Bu çalışmanın bulguları, istihdam edilebilirliğin önemine ilişkin bazı
kavramlar sağlamanın yanı sıra, çalışanların iş seçimi ve kuruluşlarda iş performansı
sırasındaki tutumlarını etkileyen faktörler de temin etmektedir. Bu araştırmada elde
edilen bilgiler, özellikle hassas bir yapıya sahip olan turizm endüstrisinde mesleki
becerilerin ve mesleki katılımın geliştirilmesinde istihdam edilebilirliğin değerini
vurgulamak ve iş güvensizliği algısını azaltmak için bir kaynaktır. Daha önce de
belirtildiği gibi, “İstihdam edilebilirlik” konusu son yıllarda önemli bir ilgi görmüştür
ve bunun örgütsel davranış üzerindeki etkisi, iş kaybı ve iş arama araştırma literatürü
aracılığıyla incelenebilir. İstihdam edilebilirlik tamamen istihdam kazanmak ve
sürdürmekle ilgilidir, özerk hareket etme ve mevcut belirsiz işgücü piyasasında
meydana gelen kariyerle ilgili değişikliklerle etkili bir şekilde başa çıkma becerisini
içerir. Bu nedenle, ikinci ampirik/deneysel çalışma, iş güvensizliği (İG) ve hizmet
sabotajı (HS) arasındaki ilişkilerin bir moderatörü olarak istihdam edilebilirliği
araştıran bir araştırma modeli tasarlamayı ve test etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca (İG)
'nın (HS) davranışı üzerindeki etkisini de ölçer. Kamerun'daki 3 ve 4 yıldızlı otellerde
çalışan tam zamanlı ön büro çalışan personellerden toplanan veriler, çalışma
değişkenlerini test etmek için, hiyerarşik bir regresyon analizi uygulandı ve araştırma
hipotezlerini destekledi. Çalışma öngörüleri ve önceki literatür bulguları (İG) ile
uyumlu olarak, (HS) üzerinde önemli ve olumlu bir etkiye sahipti. Sonuç ilginç bir
şekilde istihdam edilebilirliğin (İG) ve (HS) arasındaki ilişkiyi artırdığını ortaya
koydu. Bu çalışmanın bulguları, istihdam edilebilirliğin önemi ve çalışanın iş seçimi
üzerindeki etkileyen faktörleri ve kuruluşlarda iş performansı sırasındaki tutumları
hakkında bazı bilgiler sunmaktadır. Her çalışma için deneysel bulguların çıkarımları
tartışılır ve gelecekteki araştırma yönergeleri sağlanır.
