Microaggressions are subtle and indiscernible discriminatory remarks or actions that
may marginalise the LGBTI+ community and is directed toward their sexual
orientation and/or gender identity. They contribute to the dissemination of
stereotypes and have cumulative effects adverse effects on sexual minorities.
Microaffirmations on the other hand are small acts or expressions of understanding,
care, and support, that counteract the negative impact of microaggressions.
Bystanders can either contribute to the perpetration or the interruption of
microaggressions and offer microaffirmations to the target. There is a lack of
research into such experiences in the northern part of Cyprus. The current study
sought to explore microaggression and microaffirmation experiences of LGBTI+s
residing in Northern Cyprus, including their reactions and the emotional outcomes,
and their expectations from bystanders in response to microaggressions. Within the
framework of a qualitative design, semi structured interviews were carried out,
transcribed, then analysed using a thematic content analysis while employing a
deductive and inductive approach to confirm pre-existing themes and to discover
potential new ones. The analysis revealed eight microaggression themes and seven
microaffirmation themes apparent in the experiences of LGBTI+s. The experiences
reported were similar to those experienced by LGBTI+s in other contexts. Whereas
microaggressions
were associated with negative emotional outcomes,
microaffirmations were linked to positive emotional outcomes. Moreover, there was
an expectation for bystanders to respond to microaggressions in several ways
including the prompt warning and education of aggressors. Implications are made for
bystander interventions to combat discrimination and to establish safe spaces in
social, institutional, and interpersonal settings.
ÖZ :
Mikrosaldırganlıklar, LGBTI+ bireyleri cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine
dayalı olarak marjinalleştirebilen örtük, hemen göze çarpmayan ve ayrımcı söz veya
eylemlerdir. Bu söz ve eylemler cinsel azınlıkları etkileyen stereotiplerin yayılmasına
katkıda bulunabilmektedir. Mikroolumlamamalar ise LGBTI+ bireylerin cinsiyet
yönelim ya da kimliğine yönelik ilgi, destek ve anlayışı simgeleyen söz ve
eylemlerdir. Tanık olan kişiler ise hedef olan kişiye yönelik herhangi bir saldırının
devam etmesine aracılık edebilir veya mikro saldırganca eylemleri durdurarak hedef
olan kişiye mikro olumlayıcı davranabilir. Kıbrıs'ın kuzeyinde ise bu tür deneyimler
hakkında çok az araştırma yapılmıştır. Bu bağlamda araştırmanın amacı Kuzey
Kıbrıs'ta yaşayan LGBTI+ bireylerin mikrosaldırganlık ve mikroolumlama
deneyimlerini, mikro saldırganlıklara karşı verdikleri tepkileri ve duygusal etkileri ile
tanıklardan beklentilerini derinlemesine incelemektir. Nitel bir çalışma çerçevesinde
yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir ve ardından tümdengelim
(deductive) ve tümevarım (inductive) bir yaklaşım kullanılmıştır. Tematik içerik
analizi sonuçları, geçmiş araştırma bulgularını desteklemekle birlikte yeni temaların
keşfedilmesine olanak sağlamıştır. Paylaşılan deneyimlerde sekiz mikro saldırganlık
ve yedi mikro olumlama teması elde edilmiştir. Elde edilen bu deneyimlerin, farklı
kültürel bağlamlarda yaşayan LGBTI+ bireylerin yaşadıkları deneyimlerle benzerlik
gösterdiği anlaşılmıştır. Mikro saldırganlıklar olumsuz ve mikro olumlamalar ise
olumlu duygusal sonuçlarla bir arada ifade edilmiştir. Ayrıca, tanıklardan mikro
saldırganlık anında çeşitli biçimlerde tepki vermeleri beklenmekte ve en başta
saldırganın o anda uyarılıp konuyla ilgili aydınlatılarak kişide farkındalık
geliştirilmesinin beklenildiği görülmüştür. Sonuçlar, ayrımcılığın önlemesi ve sosyal,
kurumsal ve kişiler arası ortamlarda güvenli alanlar yaratılması ve tanık
müdahalelerinin yaygınlaştırılması açısından önemli bilgiler sunmuştur.